Bugün halkımızla hastalarımızla, meslektaşımızla ve sağlık çalışanları ile birlikte konuşmak istediğimiz çok farklı konular vardı. Modern tıbbın doğuşundan bugüne nereye geldiğimizi, neleri başarıp neleri başaramadığımızı, gelecekte neler yapmamız gerektiğini ve sorunlarımızı konuşup biraz da eğlenmek ve dinlenmek için planlar yapmıştık. Ancak bugün bunların hiç birini konuşabilecek duygu ve ruha hali içinde değiliz.
Ülkemizde terör ve şiddet giderek tırmanırken dün akşam Ankara’da patlayan bomba bizlerin yüreğinde derin acılara yol açtı, üzüldük, dehşete düştük ve kahrolduk. Varlık gerekçesi yaşatmak ve insanın acısını dindirmek olan bir mesleğin temsilcileri olarak bu büyük acı karşısında kendi sorunlarımızı konuşmak anlamını yitirdi. Bu nedenle bu yıl 14 Mart Tıp Haftasında terör ve şiddet olaylarını konuşup tartışacağız.
Öncelikle Bu eylemi gerçekleştirenlerin amaçları gerekçeleri ne olursa olsun, kirlenmiştir, çürümüş ve yozlaşmıştır. Hiç bir terör eylemi haklı gösterilemez, insan yaşamına dönük hiç bir eylemin haklı gerekçesi olamaz. Bu nedenle bu eylemi gerçekleştirenleri kınıyor, lanetliyoruz. Yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Yaralılara hızla müdahale eden hastane kapılarında karşılayan meslektaşlarımıza da teşekkür ediyoruz.
Şunun bilinmesini isteriz ki, Ankara’daki saldırıyı gerçekleştirenler bizleri üzebilir canımızı yakabilirler. Ancak hiç bir zaman bizleri kendi yanlarına çekemezler, barışı demokrasiyi, eşitlik ve özgürlüğü savunan insanları da karşılarına aldılar. İnsan yaşamına yönelen her türlü eylemin karşısında durduk ve durmaya devam edeceğiz. Bunun için ödenmesi gereken bedelinin ne olduğuna bakmadan barış ve huzur içinde, kardeşlik ve eşitlik içinde yaşadığımız bir dünyanın varlığı için sonsuza dek mücadele edeceğiz.
Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu