Hatay Tabip Odası Yönetim ve Onur Kurulları Yargılanıyor
Türkiye’nin farklı köşelerinde Tabip odalarının başkanları, temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, üyelerimiz, meslektaşlarımız, tıp öğrencileri ve hastalarımız Hatay adliyesi önündeyiz.
Bildiğiniz gibi Sağlık Bakanlığı Hatay Tabip Odası Yönetim ve Onur Kurulunun Gezi olayları sırasında yapılan açıklamaları nedeni ile yönetimden düşürülmesini talep etmiştir. O dönem oda başkanının yaralanma ve ölümlerle ilgili yaptığı açıklamaları görevi dışında olduğu iddiası ile dava etmiştir.
Bakanlığın farklı sesleri susturmaya yönelik tutumu kaygı vericidir!
Dava açmak elbette bir haktır, ancak Bakanlığın bu tutumu üzüntü ve kaygı vericidir. Sağlık Bakanlığı Türkiye’de sağlık hastalık ve ölümlere ilişkin kendisi dışında hekimlerin, akademisyenlerin ve tabip odalarının uygulamaları eleştiren ya da başarısız gösteren açıklama yapmasını istememektedir. Kanserler ve Ergene hakkında açıklaması ile Uzman Dr. Dilek Tucer’de yaptığı açıklama nedeni ile görevden alınmış (sonra iade edilmiş) hakkında dava açılmıştır. Benzeri bir olay Dr. Onur Hamzaoğlu’nun başına gelmiş, bir araştırma sonuçlarını paylaştığı için sorunlar yaşamıştır.
Bakanlığın tutumu toplumun bilgilenme hakkına yönelik bir tehdittir!
Bakanlığın istediği sağlıkla ilgili açıklamaların tek otoriteden ve izin verilen ölçüde topluma bilgi verilmesidir. Toplumu kendi istediği ve uygun gördüğü kadar bilgilendirmek istiyor. Oysa hepimiz biliyoruz ki, pek çok bakan toplumdan pek çok bilgiyi siyasi kaygılarla saklamıştır. Çernobil Kazasından sonra çıkıp çay içerek hiçbir tehlike olmadığını göstermeye çalışmıştır. Çok açık bir bulaşıcı hastalık salgınını açıklamaktan kaçınmışlardır.
Hekimler sağlık, hastalık ve ölümle ilgili konularda en önemli otoritedir!
Bu nedenle hastalıklar ve sağlıkla ilgili konularda en güvenilir, en doğru bilgi uzmanlık dernekleri, odalar ve hekimlerde olmalıdır. Sağlık, hastalık ve ölüm gibi konularda hekimler de en az Bakanlık kadar otoritedir, yani konuşma açıklama yapma hakkına sahiptir.
Toplumun bilgi kaynaklarından biri sivil toplum örgütleri ve meslek odalarıdır. Bunlar üzerinde yapılacak baskılar toplumun bilgi alma özgürlüğüne de engeldir. O nedenle bu sorun sadece hekimlerin değil, aynı zamanda toplumun sorunudur.
Meslek etiğimiz hastalarımızın ve toplumun çıkarını en üstte tutmayı söyler!
Bir toplumda yaralanma, sakatlık, ölümle ve sağlıkla ilgili konularda elbette Tabip Odaları konuşacaktır, bundan daha doğal ne olabilir. Bu tür olaylarda edindiği bilgiler doğrultusunda toplumu bilgilendirmek için açıklama yapmak Tabip Odalarının en temel görevleri arasındadır. Hekimlik etiğimiz ve Hipokrat yeminimiz de bize bunu söyler. Bizler doğru olduğunu düşündüğümüz toplumu bilgilendirme görevini her koşulda sürdüreceğiz.
Toplumsal barış olmadan sağlık olmaz!
Bizler demokrasi olmadan, eşitlik ve hukuk olmadan, temel hak ve özgürlükler olmadan toplumsal barışın olamayacağını düşünüyoruz. Toplumsal barış olmadan da sağlığın olamayacağını hepimiz çok iyi biliyor, yaşıyor ve görüyoruz.
O nedenle, demokrasi, toplumsal barış, eşitlik, temel hak ve özgürlüklere dönük tehdit ve tehlikelerin sağlık sorunundan ayrı düşünmüyoruz. Bu sorunların nedenleri ve çözümüne ilişkin düşünceler üretiyor açıklamalar yapıyoruz.
Sağlıklı bir toplum için görevimizi her koşulda sürdüreceğiz!
Koşullar ne olursa olsun bizler insanlığın sağlığı, mutluluğu ve huzuru için elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Hiç bir ayrım gözetmeksizin yaralı, hasta ve sakatlara yardım etmek, acısını dindirmek ve toplumu aydınlatmak için çaba harcamaya devam edeceğiz.
Türk Tabipleri Birliği
Hatay Tabip Odası