Değerli basın mensupları, kıymetli meslektaşlarım Hatay Tabip Odası 2020-2022 dönemi yönetim kurulu olarak hepinizi selamlıyor ve hoş geldiniz diyoruz. Bir önceki dönem bu görevi özveri ile yürütmüş olan arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. 11-12 Temmuz tarihinde yaptığımız seçimli genel kurulumuz sonucunda görev dağılımımızı şu şekilde gerçekleştirdik.
Başkan: Dr. Sadık NAZİK
Genel Sekreter: Dr. Ufuk İYİGÜN
Muhasip Üye: Dr. Metin DEĞİRMENCİ
Veznedar Üye: Dr. Cevat AŞKAR
Üye: Dr. Şermin Meriç YAPAR
Üye: Dr. Bahadır AMAÇ
Üye: Dr. Doğan DALGIÇ
KAMUSAL SAĞLIK HİZMETLERİ GÜÇLENDİRİLMELİDİR.
Bugünlerde tüm dünya ve ülkemiz Covid-19 salgınıyla çok zor bir süreçten geçiyor. Bu süreçte meslektaşlarımız ve tüm sağlık çalışanlarımız çok zor koşullarda görev yaptı ve yapmaya devam ediyor. Bugüne kadar 25’i hekim olmak üzere 45 sağlık çalışanı yaşamlarını kaybetti. Hepsinin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.
Bakanlığın Nisan ayı sonlarında açıkladığı rakamlara göre 8000 civarında sağlık çalışanı enfekte olmuşken bugünlerde bu rakamın daha da arttığı aşikardır. Buna rağmen hiçbir meslektaşımız hastalara yardımdan kaçınmamıştır. Ama buna rağmen sağlıkta şiddet hala bütün hızıyla devam etmektedir.
Ülkemizde pandemi süreci devam ederken, her gün 1000 civarı yeni hasta tespit edilip, 20 civarı insanımızı kaybederken, insanlar ekonomik krizle mücadele edip geçim sıkıntısı ve işsizlik ile boğuşurken, hükümet sanki en büyük sorun meslek odalarının seçim sistemiymiş gibi meslek odalarını bölme ve işlevsizleştirme peşindedir. Dayanağını anayasadan alan ve kanunla kurulmuş olan meslek odalarının etkisizleştirilmesi, halkın ve meslektaşlarının yanında olmasının engellenmesi toplumun bilimsel bilgiye erişiminin önüne kurulan bir settir. Bu bağlamda baroların haklı mücadelesinin yanında olduğumuzu bildirmek istiyor ve onları kutluyoruz.
TTB ve Tabip Odaları olarak yıllardır sağlığın ticarileştirilmesi ve hükümetlerin uyguladığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın karşısında durduk. Tüm dünyada ve ülkemizde pandemi süreci gösterdi ki, kamusal sağlık politikalarını uygulayan ülkeler başarılı olurken, sağlığı özelleştiren ülkelerde hasta ve ölü sayısının çok olduğu görülmüştür. Bir kişinin hasta olmadan önce eğitilmesi ve korunması en önemli önceliğimizdir. Bu durum yıllardır savunduğumuz koruyucu sağlık sisteminin özneleridir. Sağlık hizmeti herkese eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve parasız olmalıdır.
Birinci basamakta hizmeti yürüten hekimlerin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayarak, gerçek bir koruyucu hekimlik uygulamasına geçilmelidir. Aile hekimleri her geçen gün farklı angaryalarla karşılaşırken, performans uygulamasını üzerlerinde bir tehdit unsuru olarak görmektedirler. Aile hekimlerinde tükenmişlik ve yaptığı işten mutsuzluk her geçen gün artmaktadır. İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde çalışan hekimlerin bir iş tanımı yoktur. Bir ay içerisinde farklı görevlendirmeler yapılabilirken, hasta bakma hakları ellerinden alınmıştır.
İş sağlığı ve güvenliği yasası ile amaçlanan iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi, çalışanlara sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı sunulmasıdır. Oysa yaptırımların yeterince uygulanmaması nedeniyle pek çok iş kazası yaşanmakta ve çalışanlar hayatlarını kaybetmektedir. İş sağlığı profesyonellerinin sadece devlet tarafından istihdamının sağlanması işverenlere yaptırımı artıracaktır.
İkinci basamakta yani devlet hastanelerinde mesleki onurunu hiçe sayan, hekimler arası eşitsizliğe ve huzursuzluğa yol açan performansa dayalı ek ödeme sistemi kaldırılmalıdır. Branşlar arası farklı ödeme uygulamaları iş barışını bozmaktadır. Sermaye sahiplerini daha da zenginleştiren, hekimleri kölelik sistemine mahkum edip devlet hastanelerini şirketlere dönüştüren şehir hastanesi aldatmacasından vazgeçilmelidir. Hekimler arası dayanışmayı sağlayacak, hekimlerin hastalarını karşılıklı tartışabileceği fiziki mekanların oluşturulması sağlanmalıdır. Sağlık hizmetlerinin ulaşılabilir olması açısından maliyeti çok yüksek ve hasta garantili devasa hastaneler yerine, her ilçede orta ölçekli hastaneler yapılmalıdır.
Üniversiteler bütünüyle piyasa koşullarına terkedilmiş, öğretim üyelerinin mesleki özerkliği yok edilmiştir. Üniversiteler bir şirket yönetimi zihniyetinden çıkarılıp, asistan ve öğrenci yetiştiren, bilimsel bilginin ön planda olduğu kurumlara çevrilmelidir. Öğretim üyelerinin ve asistanların özlük hakları düzeltilmelidir.
Hekimlik değerlerinin ve halkın sağlık hakkının öncelendiği, barışın egemen olduğu, özgür, adil, demokratik bir ülkede yaşama herkes için en önemli talebimizdir.
Hatay Tabip Odası olarak İnsanca çalışma koşulları, çalışırken ve emeklilikte insanca ücret, iş güvencesi, sağlık hakkı, iyi hekimlik ve nitelikli sağlık hizmeti için mücadeleye etmeye ve hekimlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Şiddet ile ilgili çıkan yasanın yetersiz olduğunu biliyor ve bunun geliştirilmesi için çalışmalar yapmayı kendimize görev kabul ediyoruz.
Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu